Rahmetli Hasan Nail Canat usta, "Sanat sanat için midir? Yoksa sanat halk için midir?" gibi dünyevi kısır tartışmalar arasında mütefekkir kimliği ile sanatın Hakk'ın rızasını kazanmak için yapılması gerektiğini savunarak bu anlamdaki ezberlerin bozulmasına çok değerli katkılar sağlamıştır. Bu anlayış çerçevesinde 41 yıl hem yazar hem yönetmen hem de oyuncu olarak çok zor şartlarda ve çok zor zamanlarda, ilkelerinden taviz vermeksizin, Hakk'ın rızasını kazanmak adına çıktığı bu kutlu yolda, hem Hakk'ın hem de halkın rızasını kazanmıştır.

Kendi kafasına göre adap ve erkân usulleri icat ederek sözüm ona sanat diye bu kadim millete yutturmaya çalışanlara karşı dik durmuş, sanatın gerçek anlamdaki manasını bizzat sanatıyla başta genç dimağlar olmak üzere tüm hafızalara nakşetmiştir. Eserlerini dini, ahlaki, sosyal ve kültürel meselelere dikkat çekerek sahneye koyan ve bu anlamda izleyicinin bilinçlenmesi ve binlerce yıllık temel değerlerimizin, gelecek kuşaklara miras bırakılması adına bu coğrafyaya çok şey katan Usta, bir sanat sevdalısı olarak tiyatro üzerine açtığı kurs ve okullarda ise şuurlu öğrenciler yetişmesine büyük katkılar sağlamıştır. Büyük ustanın tevhid-i tedrisatından geçen öğrencilerin bu bayrağı çok daha ileri taşıyacaklarını ümit ediyor, kendisini bir kez daha rahmetle ve minnetle anıyorum.