Merhum Hasan Abi ile olan dostluğumuz 1990'lı yıllara dayanır. 1993 yılında Feza Kültür Merkezi'nde sinema ve tiyatro üzerine bir kurs açılmıştı. Bu kursun organizatörlüğünü ben yapıyordum. Hasan Abi ile olan dostluğumuz o zaman perçinleşmişti. Sakinliği ve mütevaziliği çok hoşuma gidiyordu. Alçakgönüllü, herkesle ilgilenen, içten konuşan sempatik bir karaktere sahipti. Kurs süresi boyunca uzun uzun sohbetlerimiz, değerlendirmelerimiz oluyordu.

İlginç bir anımızı anlatmak isterim. Feza Kültür Merkezi'nin sahibi olan Mehmet Tanrısever, aynı zamanda kültür merkezinin salonunu sinema salonu olarak da kullanıyordu. En kaliteli sezon filmleri sansürden geçirildikten sonra halka gösteriliyordu. Feza Kültür Merkezi, muhafazakâr camia tarafından bilindiği için her kesimden insanlar çoluk çocuğunu, ailesini alıp rahatlıkla gelebiliyordu.

Sinemadan sorumlu emekli bir astsubay vardı. O haftaki filmi sansürden geçirmeden gösterime sokmuştu. Tabii filmin içinde açık saçık sevişme sahneleri varmış. Filmi seyredenlerden birkaç kişi, şikâyet kutusuna çeşitli sitemler, hatta hakaretler içeren yazılar yazmışlar. Bunları Mehmet Tanrısever, okuyunca küplere biniyor, öfkesinden hışımla emekli astsubayın yanına gidiyor ve hiçbir şey demeden adama tekme tokat giriyor.

O sırada Hasan Abi ile birlikte salonda sohbet ediyorduk. Birden ortalık karıştı. Mehmet Tanrısever adamı tekme tokat dövüyor, hem de bir taraftan ağzına geleni söylüyordu. Oradakilerle birlikte hepimiz şaşırdık. İşin mahiyetini öğrendikten sonra Hasan Abi kulağıma eğilerek; "Mustafacığım, bizim de başımıza bir kaza gelmeden hemen buradan tüyelim" dedi.

Daha sonraki yıllarda beraberliğimiz devam etti. İlim Yayma Cemiyeti Gaziosmanpaşa yurdundaki öğrencilerimize uzun yıllar tiyatro kursları verdi. Ölümünün olduğu seneye kadar kursları sürmüştü. Mekânı cennet olsun.