Şeref Defteri
'Mehmet Metiner'

"MOSKOF SEHPASI"NIN HASAN ABİ'Sİ!


Mehmet Metiner
Rahmetli Hasan Nail Canat'ı ilk gençlik yıllarımda tanıdım. Bıyıkları henüz yeni terlemiş bir gençtim. 1980 öncesinin o karanlık ve kaotik yıllarıydı. Biz gençler 1975'te Adıyaman'ın Kahta ilçesinde kurulan MTTB'de faaliyet gösteriyorduk. Sonra AKINCI olduk. Yanlış hatırlamıyorsam 1976 veya 77'ydi. Lise son sınıfta olmalıyım. İlçemizde Kürtçü-sosyalistlerle kıran kırana süren bir mücadelenin içindeyiz.

"Moskof Sehpası" adlı bir tiyatro oyunu için Hasan Nail Canat'ı getirdik. Hasan Abi'yi ilk o zaman tanıdım. Yatılı Bölge Okulumuzun sahnesi için izin istediğimizde o tarihte Kaymakam olan zat sorun çıkarmıştı. Neyse, zar zor izin aldıktan sonra Yatılı Bölge Okulu'na gitmiştik. Halkımız büyük bir ilgi göstermişti. Tıklım tıklımdı. Bundan rahatsızlık duyan Kürtçü-solcu grup taşkınlık yapmaya başlamıştı. Gerilim ve çatışma ortaya çıkmıştı oyun sonrasında. Ben o gecede sunuculuk yapmıştım. O tarihte hepimizin ezbere bildiği Üstad Necip Fazıl'ın "Sakarya Türküsü"nü Hasan Abi'nin ağzından dinlemek büyük bir heyecan yaratmıştı. Yaşım gereği Hasan Abi'yle oturup konuşma imkânı bulamadım uzun boylu. Ama Hasan Nail Canat ismi benim için sonrasında hep arayıp sorduğum-soruşturduğum bir isim oldu.

İhlâslıydı. Dürüsttü. İnançlıydı. İstikâmet sahibiydi.

Kendisini hep saygıyla andım. O çetin koşullarda verdiği mücadele karşısında hep derin bir saygıyla eğildim.

Sonraki yıllarımızda Hasan Abi'yi bazen yakından, bazen uzaktan izledim. En büyük üzüntüm, kendisiyle yakından dostluk kurmamış olmamdır. Yollarımızın kesiştiği her yerde kendisine hep saygı duydum.

Hasan Abi tam bir rindmeşrepti görebildiğim kadarıyla. Bir mücadele adamıydı.

Müslüman gruplardan birini tutarak ötekisini vuranlardan hiç olmadı.

Davasına zarar verecek hiçbir eylemin içinde olmadı bilebildiğim kadarıyla.

Hep tertemiz kaldı.

Hasan Nail Canat denildiğinde aklıma saflık ve samimiyet geliyor.

Keşke daha çok şey yazabilseydim diyorum.

Keşke hayattayken kendisine yakın olmanın yollarını arasaydım.

Kabahat benim.

Bu eksikliği bugün hissediyorum yüreğimde.

Dilerim genç kuşaklar bu hatayı yapmasınlar...

Hasan Abi'ye Allah'tan rahmet diliyorum...

En büyük eserlerinden biri, ardında bıraktığı pırıl pırıl torunu işte...

Ona da bir abisi olarak başarılar diliyorum...

Sevgi ve selamlarımla...

9 Ağustos 2012

Bu yazı defa okunmuştur.