Şeref Defteri
'Hüseyin Sarıkoç'

Hasan Nail Canat, bu milletin değerlerini ölçü edinmişti


Hüseyin Sarıkoç
Kendisini, 1980'lerin ilk yıllarında Bab-ı Âli sokaklarında tanıdım. O dönemde biz Türkiye Gazetesi'nde muhabirlik yapıyorduk. Karşılaştıkça selamlaşırdık...

12 Eylül 1980 akabinde, gazetelerimizin bir kısmının, İslamiyet aleyhine ilginç manşetler attığı bir dönemdi. Özellikle bu manşetler arasında "Cumayı toplu kıldılar" şeklinde, art niyetlerin yanı sıra, cehalete, bilgi eksikliğine dayanan ve yaşadığı toplumun inanç değerlerinin karşısında ve uzağında olanlar vardı.

Tam tarihini hatırlayamıyorum; bir gün, Eminönü Halk Eğitim Merkezi'nde bir tiyatro oyunu sergilendiğini haber aldım. İzlemek için fotoğraf makinemi yanıma alarak oraya gittim. Bir hayli geç kalmıştım. Kapıdan içeri girdiğimde, sahnede 4-5 oyuncu ve onlardan biri, "Yazıyor yazıyor, gazeteler irticai yazıyor..." diye gür bir sesle elindeki bir gazeteyi okuyordu. "Kim bu?" diye sorduğumda, "Hasan Nail Canat" cevabını almıştım... O ses hala kulaklarımda çınlar...

O günlerde çığırtkan sosyalist sol kesim, sanat "sanat için" midir, yoksa "halk için" midir diye hararetli tartışmalar yaparken O, "Sanat Hak için, yüce Yaratan için yapılır" anlayışını savunuyordu...

Hasan Nail Canat, şair, yazar, sinema ve tiyatro oyuncusu olarak, hem yaşarken, hem de sanatını icra ederken bu milletin değerlerini kendine ölçü edinmiş, mümtaz bir insandı. Nedense, bizde insanların kıymeti yaşarken pek anlaşılmaz ve bilinmez. Merhum Canat da, sağlığında lâyıkı ile değerini bilemediğimiz sanatçılarımızdan biridir.

Öyle inanıyorum ki, eserleri gelecek nesiller tarafından, yaşadığı döneme kıyasla çok daha iyi bir şekilde değerlendirilecek ve anlaşılacaktır...

9 Şubat 2011

Bu yazı defa okunmuştur.