![]() |
Basından 'Milli Gazete' |
‘Hasan Nailler yetişmeli’ Milli Gazete / 28.04.2009 İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültürel ve Ssoyal İşler Daire Başkanlığı Kültür Müdürlüğü tarafından düzenlenen "Vefatının 5. Yılında Hasan Nail Canat" toplantısı Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Abdurrahman Şen'in yönettiği toplantıda Mustafa Miyasoğlu, Muzaffer Doğan sanatçı Hasan Nail Canat'ı anlatan isimler oldu. Hasan Nail Canat'ın sanatçı yönüne vurgu yapan Kültür Müdürü Hüseyin Öztürk, "bir devre damgasını vurmuş, kendi alanında çok güzel işler yapmış değerli bir ağabeyimizdi" dedi. Büyükşehir Belediyesi olarak, onu anmanın önemine de işaret eden Öztürk, yeni Hasan Nail Canat'lar yetişmeli temennisinde bulundu. Tiyatronun, sanatın sanki belli bir kesime hasmış gibi görüldüğünü oysa Hasan Nail Canat'ın özel bir çıkış yaparak çok büyük hizmetler ortaya koyduğunu hatırlatan Öztürk, Canat'ın gençlik yıllarından itibaren ülkemizde geleneksel tiyatronun ve gerçek tiyatronun en önemli eserlerini ortaya koyduğunu söyledi. Öztürk ayrıca bu tür çalışmaları her zaman yapmaya devam edecekleri bilgisini de verdi. Canat'la Kayseri'de aynı havayı soluyan ve dostluğu İstanbul'da da azalmadan süren Mustafa Miyasoğlu, önceki yıllarda Canat'tan bahsederken ağlamaklı olduğunu artık biraz gülerek onu anmanın önemli olduğunu dile getirdi. Hasan Nail Canat'ın kitaplarının Timaş Yayınları'nca basıldığını, bu kitaplarla pek çok neslin yetiştiğini söyleyen Miyasoğlu, Hasan Nail Canat kitabıyla ilgili gelişmeden de izleyenleri haberdar etti: "Hasan Nail Canat'ın gençlik kitaplarındaki konulardan daha ilginç bir hayatı var. Bünyamin Yılmaz bu hayat hikayesini kitaplaştıracak. Gerçek bir halk tiyatrocusu olduğu gibi, halkın içinden gelen, halk için ama kendi temel esprisiyle, hiçbir günaha, küfre ve zararlı söze, harekete, eyleme yer vermeksizin bir dünya görüşünü, bir hikmetli yaşayışı, evrensel bir espri anlayışı içinde vermek Hasan Nail Canat'ın temel ilkesi olmuştur." Kırk yıl evvel başlayan dostluğun vefatına kadar sürdüğünü dile getiren Muzaffer Doğan, Hasan Nail dostları çoktur dedi. Doğan ayrıca sanatçının isminin yaşatılması gerektiğini de savundu: ""Nevşehir'de Canat'ın Moskof Sehpası adlı oyununu izlemiştim. O gün tanıdım ve sevdim Hasan Nail'i. Onun ismi sürekli gündemde tutulmalıdır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Kayseri Büyükşehir Belediyesi acaba Hasan Nail Canat adına yakışır bir kültür merkezi yapsalar, tiyatro okulları kursalar çok mu zor? Biz bu kardeşlerimizden çok şey mi istiyoruz" Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın telgraf gönderdiği toplantıda ayrıca sanatçının sahne arkadaşı Harun Arvas, İbrahim Kalkan ve Bünyamin Yılmaz ve Hilali Mahmutoğlu aynı temenniyi dile getirdiler. Hasan Nail Canat kültür merkezi, bu isme yakışacak şekilde verilmeli, tiyatro okulu özellikleri de dikkate alınmalı. Sanatçının büyük oğlu Mehmet Safa Canat da aile adına duygularını dile getirdi ve Kültür Müdürü Hüseyin Öztürk'e düzenlenen toplantı için teşekkür etti. Etkinliğe sanatçının eşi Sevim Canat, kızları Şule ve Hale Canat, oğlu Mehmet Safa, Ahmet Canat'ın yanı sıra Birol Cürgül ve Fatih Mehmet Koç, merhum Cahit Zarifoğlu'nun eşi Berat Zarifoğlu ve kızı Betül Zarifoğlu da katıldı. "Yapmazlar, yapamazlar!" Hasan Nail Canat'ı vefatının beşinci yılında anma toplantısında Ulvi Alacakaptan'ın sözleri gündeme damgasını vurdu. "Laf ortada beğenen buyursun. Ben Hasan Nail'in meslektaşıyım, yol arkadaşıyım. Hasan Nail Canat'ın ismi bir kültür merkezine verilmez, verilemez. Şu anki yönetim beni yalancı çıkarsın Taksim meydanında yalancıyım diye bağıracağım. Bir insanın isminin bir yere, sokağa ya da kültür merkezine verilebilmesi için bir kriter var. Tarık Zafer, Cemal Reşit Rey, Muhsin Ertuğrul, Cemil Topuzlu, Lütfi Kırdar, bu isimlerin ortak özelliği mason olmalarıydı. Bu yönetim Bülent Ecevit'in ismini, Genco Erkal'ın ismini kültür merkezlerine verdi. Ben Genco Erkal'ın talebesiyim, ideolojisine bir şey dediğim yok. Zamanında Necip Fazıl'ın ismi bir kültür merkezine verildiğinde kıyamet kopmuştu. Vermezler, verdirmezler. Bir binaya Hasan Nail'in adı verileceğine bir tiyatro okulu açılsın onun adına. Açmazlar, açtırmazlar. 1994'te ilk belediyeler kazanıldığından beri inananlara yönelik tüm tiyatro ve faaliyetler geriye gidiyor. Yüzlerce kültür merkezi var, oralarda ne oynanıyor Allah aşkına" Levent Kırca, Mehmet Ali Erbil, Metin Akpınar gibi isimlerle Hasan Nail ve kendisinin farkını da ortaya koyan Alacakaptan, 'gelsin bu isimler bizim gibi güldürsünler de görelim. Hiç küfretmeden, müstehcenliğe kaçmadan güldürsünler. Onlar yapamaz, biz yaparız" dedi. "Canla başla çalışıyoruz" Ulvi Alacakaptan'ın sözlerine tepki, ev sahibi olarak salonda bulunan Kültür Müdürü Hüseyin Öztürk'ten geldi. Hüseyin Öztürk, Alacakaptan'a şu cevabı verdi. "Bu sözler çok aşırı. Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı çalışmaları kimse küçümseyemez. On senedir bu işin içindeyim. Eğer burada Hasan Nail Canat programı yapılıyorsa bunu biz yapıyoruz, başkası değil. Burada emek harcanıyor, büyük çalışmalar yapılıyor. Programlarımıza bakarsanız burada her tür insana yönelik faaliyetler var. Herkes fikrini beyan edebiliyor bu kürsülerde. Lüzumsuz tenkitlerle vakit geçiren insanlarla beraber değiliz. İş yapmak istiyorsanız, bize proje getireceksiniz. Biz bütün yazarlarımıza, sanatçılarımıza açığız. Biz Hüseyin Goncagül'le, İsmail Yeşilbağ'la da çalışıyoruz. Biz ihanet etmedik davamıza, tenkit edenler bir şeyler üreterek getirsinler. Biz çocuk tiyatroları oynatıyoruz. Binlerce insanımız ekmek yiyor. Yılda 1200 program yapıyoruz, bu inkar ediliyor. Cahit Zarifoğlu'nun, Ali Emiri Efendi'nin isimlerini de koyduk kültür merkezlerimize. Evet, (Genco Erkal, Bülent Ecevit) onlar da konulmuştur isim olarak, o siyasetçilerin bileceği iş, bizler bürokrat olarak bizim değerlerimizin mücadelesini veriyoruz." |