Basından
'Mektup Edebiyat Dergisi'

Çelebi Öztürk / Sabah Gazetesi Yazarı Salih Tuna, Hasan Nail Canat ve 1 milyonluk torun!

Mektup Edebiyat Dergisi / 22.10.2017

Bu başlık size ilginç gelebilir! Ancak Salih Tuna, Hasan Nail Canat ve "1 milyonluk torun" Hasan Canat üçlüsünün ortaya çıkardığı "vefa" duygusu bu başlığı atmama neden oldu.

Sabah Gazetesi yazarı Salih Tuna, takdirle takip ettiğim gazetecilerdin bir tanesi. 17 Ekim'de "Böyle bir torunum olsun 1 milyon borcum olsun!" başlığıyla kaleme aldığı köşe yazısında dergimizin yazarı Hasan Canat'tan söz etti.

Hasan Canat, Hasan Nail Canat'ın torunu. Hasan Nail Canat, Hakk ve dava adamı... Sanatı Hakk için yapan, hak ettiği itibarı göremeyen, bu yolda çilekeş bir ömür yaşayan ve sonrasında sessiz sedasız Hakk'a yürüyen bir yazar, şair, tiyatro ve sinema oyuncusu...

Hasan Canat, mektupedebiyatdergisi.com'daki köşe yazısında dedesi için şunları söylüyor: "Ben Hasan Nail Canat'ın ilk torunuyum. Bu yüzden bana bizzat kendi ismini vermiş. Dedem 25 Ekim doğumlu, ben 28 Ekim doğumluyum. Doğum tarihlerimiz de birbirine çok yakındır. Dedemi hep o mütebessim simasıyla hatırlıyorum. Hayatta iken de o hiç solmayan tebessümü gözümün önünden gitmiyor. Dedemin sanatsal faaliyetlerinden haberdardım. Tiyatro oyunları sahnelediğini, romanlar yazdığını, tiyatro hocalığı yaptığını, radyo programcılığı yaptığını, dizi ve filmlerde rol aldığını biliyordum. Romanlarını ben de çok küçük yaşlarımda iken okumuştum. Birkaç kez onu sahnede izlemek de nasip oldu. Böylesine yoğun bir şekilde çalıştığı için ailesine ve bize çok uzun zamanlar ayıramazdı. Bu yüzden benim dedemle maalesef uzun süreli hatıralarım yok."

Hasan Nail Canat, 12 Eylül 1980 darbesinin kültür, sanat ve edebiyata vurduğu darbelerden nasibini alan bir sanatçıdır. Tiyatro yapamamış ve turnelere çıkamayarak ciddi sıkıntılar içerisine girmiştir. Bu dönemde memleketi Kayseri'ye dönmeyi düşündüğü bir sırada karşısına Salih Tuna çıkar. "Hasan Abi, biz seninle çok güzel çalışmalar yapacağız" der ve üstadın Kayseri'ye dönmemesi için ikna eder. Sonrasında ne olur? Sonrasında "Genç Adam Sahnesi"ni kurarlar. Hasan Canat'ın yazısından edindiğimiz bilgiye göre, "Hasan Nail Canat'ın 41 yıllık sanat hayatında çok önemli bir dönüm noktasına vesile olur Salih Tuna."

Hasan Nail Canat, İbrahim Sadri, Ulvi Alacakaptan gibi tanınmış isimlerle çalışır. Üzücü olan şudur ki, ölümünden sonra birlikte çalıştığı tanınmış isimlerin, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın ve Kayseri Belediyesinin merhumun ismini yaşatmak için hiçbir girişimde bulunmamaları, adına kültür sanat faaliyetlerinde bulunmamalarıdır. Her ne kadar İbrahim Sadri, bazı etkinliklerde sunuculuk yapmış ise de yeterli değildir. TRT Müzik'te "Kırık Kalpler Kulübü" isimli program yapan İbrahim Sadri'nin Hasan Nail Canat'ı 13. ölüm yıldönümünde anmasını bekledim. Eğer programı kaçırmadıysam andığını görmedim.

Kâr amacı gütmeyen ve binbir zorluklarla yayın hayatını sürdürmeye çalıştığımız dergimizde Temmuz ayından itibaren Hasan Nail Canat'ın kitap reklamlarını yapmaya başladık. Ölümünün 13. yılında dergimizde anacağımızı ilan ettik. Kayserili yazarlardan kendisiyle ilgili yazılar yazmalarını rica ettik. Söz verildiği halde bu sözler yerine getirilmedi.

Kendisiyle aynı adı taşıyan Hasan Canat, merhum dedesinin adını yaşatmak için çeşitli girişimlerde bulunuyor. Yine kendi yazısından okuyalım: "Hasan Nail Canat'ı yaşatmak için şimdilik ismini veremeyeceğim 5 güvenilir dava arkadaşlarımızla ve ben Hasan Canat olarak araştırmacı-gazeteci vasfımla dedemin hayatını baştan sona araştırdık, vefalı dostlarına ulaştık. Dostlarının duygu ve düşüncelerini internet sitesindeki Şeref Defteri'ne yazmalarını rica ettik. Onunla ilgili bütün belgeleri ve bilgileri bir internet sitesinde bir araya getirdik."

O vefalı dostlar içerisinde, kendisini Kayseri'ye dönmemek için ikna eden Salih Tuna'da vardır. Necip Fazıl'ın "Ben yazdım, Hasan Nail okudu" dediği "Sakarya" şiirini okumayı gelenek haline getirmişti. Salih Tuna, "Şeytan Üssü Haber Merkezi" isimli oyununda Hasan Nail Canat'ın yine "Sakarya" şiirini okumayı sürdürmesi üzerine Mehdi Akman'a şöyle diyor; ""oyundan sonra şiir okunduğu nerde görülmüş; Hasan abiyle konuşup şuna bir son verelim." Yine Salih Tuna'nın ifadesine göre, seyirci "Sakarya" şiirini dinlemeden salondan çıkmadığı için "Sakarya! Sakarya!" diye tezahüratlarla salonu inleterek Hasan Nail Canat'ın şiiri okumasını istiyormuş!

Salih Tuna'yı tebrik etmek istiyorum! Hemşehrisi yazarların, merhumun yaşadığı dönemde birlikte sahne aldığı isimlerin, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın ve hatta Kayseri Belediyesinin unuttuğu Hasan Nail Canat'ı ölümünün 13. yılında anarak büyük bir vefa örneği sergiledi.

işte vefa duygusunun ilişkilendirdiği üç isim; Salih Tuna, Hasan Nail Canat ve torun Hasan Canat. Dedesinin adını yaşatmaya çalışan bir torun...

Sabah Gazetesi yazarı Salih Tuna'nın konuyla ilgili yazısını okumak için bu linki ziyaret edebilirsiniz.
http://www.sabah.com.tr/yazarlar/salih-tuna/2017/10/17/boyle-bir-torunum-olsun-1-milyon-borcum-olsun

Bu haber defa okunmuştur.