Afganistan çocuklarına şiirler yazan merhum Cahit Zarifoğlu Afganistan'la ilgili bir de roman yazmıştı. Savaş ritimlerindeki olaylar Afganistan'da geçiyor. Bir çocuğun doğum öncesi ve doğum sonrasının aile içindeki durumu anlatılıyor. Mücahitlerin dağa çıkışı, Rusları pusuya düşürülüşü sadece bunlarla kalmıyor. Daha değişik olaylara da yer veriliyor.

1981 yılının Temmuz'unda Ajans 1400 ekibiyle birlikte Erdem Bayazıt Afganistan'a gitmişti. Ajans 1400 ekibi ve Erdem Bayazıt önce Pakistan'a gittiler. Buradan 270 kişilik mücahit grubuyla birlikte Afganistan'a gittiler. Günlerce dağlarda yol aldılar, film çekimleri yaptılar. Mücahit kamplarını ve hastanelerini ziyaret ettiler. Erdem Bayazıt, olayları en ince ayrıntılarıyla izledi. Gördüklerini, konuştuklarını kaleme aldı.

Adım Yayınları'nın gençlik dizisinde yayınlanan romanlardan birisi de Nur Dağındaki Çocuk'tur. Bu romanda Afganistan'da yaşayan ve Afgan cihadında yer alan insanlar anlatılıyor. Bu kavganın içindeki insanların hayatından bir kesit sunuluyor. Düşman kurşunlarına hedef olanlar, inandıklarından dolayı zulme uğrayanlar, evleri yakılanlar, yurtlarından ve yuvalarından olanlar sadece büyükler değildir. Tanklar altında ezilenler, zulme uğrayanlar arasından kadınlar ve çocuklar da yer almaktadır.

Kerim, bu çocuklardan birisidir. Babası yurt savunmasına katılır. Kerim de annesiyle birlikte hicret etmek zorunda kalır. Annesini kaybeder, Mücahitlerle birlikte gerilla savaşlarına katılır. Düşmanla karşılaşmaktan mutluluk duymaya başlar. Kerim, yaşından beklenmedik yararlıklar gösterir. Başından türlü olaylar geçer. Gün gelir, elindeki bomba ile Rus tankının altına girer, gün gelir yolu zindana düşer. Günlerce zindanda kalır.

Olaylar birbirini izler. Günün birinde bir çatışma anında kendilerine yardıma gelen bir grubun içinde bulunan babasıyla karşılaşırlar. Üç gün sonraki çatışmada babası şehit olur. Dilerseniz Kerim'in bundan sonraki hayat macerasını Yaralı Serçe'den izleyelim.

Bu eser Nur Dağındaki Çocuk'un devamıdır. Küçük yaşta kendisini savaşın ortasında bulan Kerim'e bu ad verilir. Kerim, bugünden sonra Yaralı Serçe adıyla çağrılmaya başlanır. Babasının şehit olmasından sonra Yıldırım Reis'in birliğinde yer alır, onun yanından ayrılmaz. Şeyh Abdullah adında bilge bir kişiyi zindandan kurtarmak için çarpışır. Bu bilge kişiyle yolculuk yapar. Olayların içinde pişer. Şu gerçeği mırıldanmaya başlar.

"Benim için savaşın manası değişmişti. Artık annemin, babamın, abimin ve şehit olmuş onbinlerin intikamı için vuruşmuyordum. Kuru bir toprak için değildi artık kavfam. Yalnız Allah için döğüşüyordum. Onun rızasına ulaşabilmek için bu değersiz canı ortaya koymuştum. Bu milleti ve yeryüzünde yaşayan tüm Müslümanları onun için seviyordum."